Sanayi Çağı
Hans FreyerFreyer'in önemle üzerinde durduğu diğer bir nokta ise "teknik" sorunudur. Eski teknik, Yunanca "Techne" sözcüğünün belirttiği şeydi; yani, özel bir sanat ya da özel bir beceri, özel bir güç anlamına geliyordu ve şu yalın formüle dayanıyordu: herhangi bir şey yapmak isteyen insan, onu yapabilmek için bazı aletlere muhtaç olduğunu bilir veya zamanla öğrenir. Dikkatini önce bu aletler üzerinde toplar. İstediği, bir şeyi yapabilmek, hem de kesin, güvenli bir biçimde yapabilmektir. Bu teknik, "yapmak istediğim bir şeyi yapabilmeliyim" kaygısıdır. Oysa, Sanayi Çağı ile birlikte, teknik, nitelik bakımından yeni bir anlam kazanmıştır. Eylemin özünü değiştiren manevi formül değişmiştir. Eski Teknik'te ise, insanın kaygısı yapmak istediği bir şeyi yapabilmekti. Yeni teknikle, tekniğin anlamı da, işlevi de büsbütün değişmiş bulunuyor; "teknik" denilince, "fayda" değil, "güç" anlaşılıyor. İnsan artık Homo Faber olarak doğadaki madde ve kuvvetleri olduğu gibi kullanmakla kalmıyor, organik ölçüyü aşacak şekilde doğayı, doğadaki güç kaynaklarını kullanıyor. Kısaca, Sanayi Çağı'nın büyük teknik devriminin doğuşuna önayak olan makina şekli, iş ve alet makinası değil, bir "güç" makinasıdır.